“Ey sebeplere güvenenler! Size fayda ve zarar verecek olan tektir. Melikiniz tektir. Sultanınız tektir. İlâhınız tektir. Yaratıcınız tektir. Yaptığınız şeyleri sizin elinizle yapan O’dur. Sizi O yarattı. Size O rızık verdi. Size zararı da, faydayı da veren O’dur. Sizi hidâyete erdiren O’dur. Niçin kendiniz gibi bir mahlûka dayanıyorsunuz? Kendisine ne bir fayda ne de bir zarar verecek olana niçin tapıyorsunuz? Allahu Teâlâ’nın ‘Rabb’i ile güzel bir sûrette karşılaşmayı umanlar sâlih amel işlesinler ve ibâdetlerinde O’na hiçbir şeyi ortak koşmasınlar.’ (Kehf, 110) buyurduğunu işitmediniz mi?” (Abdülkâdir Geylânî, Cilâu’l-Hâtır Yolun Esasları ve İncelikleri, 41. Meclis, s. 123.)