Sıddık, nebî, resûl, imam… Ve Allah’ın halîli (dostu) bir peygamber… Fusûsü’l-Hikem’in Hz. İbrâhim fassındayız. İbnü’l-Arabî “Allah, İbrâhim’i dost edinmişti.” (Nisâ, 125) âyetinden yola çıkarak dostluğun arkasındaki mânâya işaret ediyor: Aşk, aşırı sevgi ve yaratılmışın hatalarını, özellikle kendine kötülük yapanı Yaratan’a olan muhabbetiyle affetmek… İşte halillik, yani Allah’ın tecellîsi Hz. İbrâhim’de bu şekilde zuhur ettiği için Hz. İbrâhim dostluk makamına ulaşır. Hakk’ın aynası olur. Mübârek vücudunda Allah’ın isim ve sıfatları kemâle erer. Fusûsü’l-Hikem’in diğer fasslarında olduğu gibi bu bölümde de Muhammedî hakîkatin kapıları açılır. Hz. İbrâhim bize dostluktan habibliğe geçiş sırrını öğretir: Aşk, aşırı sevgi, teslimiyet ve tevekkül… İbrâhim’e erişmek isteyen İbrâhim’in yolunda olmalı. Dostluk makamını talep eden, Hakk’a teslim olup belayı nimet görmeli.