Mahalleyi mahalle yapanın ne olduğu sorgulandığında, temsilinin bir huzur mekânı olduğu söylenebilir pekâlâ veya bir yerde olma ya da ortak değerler. Oysa mahalle bugünlerde biraz yılgın, geleceği muğlak gibi, sorular çok…
Derin bir dünya görüşüne yaslanan zihniyetin ürettiği, ortak değerlerin yansıma bulduğu mahalleyi nasıl bir gelecek bekliyor?
Değişen mekân, zaman ve uzam içinde ‘bir yerde/mahallede olmak’ hâlâ önemli mi?
Toplumsal bellekte kodlanmış mahalleden yakın gelecekte bahsedilebilecek mi, bahsedilecekse hangi bağlamda?
ve
Eğer bir paradigma değişiminden bahsedilecekse “Mahalle için yeni bir kuram mümkün mü?”
Kitap, ‘evet’ diyor, çünkü bir yerde olmak hâlâ önemli.
Bugün başka bir dünya görüşü, başka bir toplumsallık, başka bir mekân deneyimi, başka bir zaman algısı var. Mahalleye dair kırık bir aynada izlenen pek çok yansıma var sanki… Zamana, insana, değerlere bağlı bir yer olarak mahalleyi parçalarına ayırıp o parçalardan tekrar anlamlı bir bütün kurmak imkânsız. Çünkü mahalle, tarihinde hiçbir zaman nesne olmadı; üstelik insanın ontolojik değerleri de hiç değişmedi.
‘Hesaplaşma’ henüz sona ermemiş olmalı ki tartışmalar sürmekte… Ve ancak ‘bugün ve insan’ bağlamında yapılacak bir ‘okuma’yla insanların içinde mutlu olacağı hakiki toplumsallıklar, mekân olasılıkları, ‘yer’ler söz konusu olabilir. Kitabın tartışması bu eksende; mahallenin bir yönüyle zamana zorunlu bağlı, öte taraftan yarına bağlı; hepsinden ötede de insana bağlı olduğu gerçeğine ve bir arayışa odaklanmakta.